MAKALE
Ekonomik özgürlükler
ve hukuk devleti
Av. Tuncay SONGÖR
Uygar ve özgür bir ülkenin
vazgeçilemez öğelerinden bir tanesi de devletin müdahalesinden bütünüyle uzak
piyasa ekonomisidir. Ekonomik özgürlük demek piyasa ekonomisi demektir. Piyasa
ekonomisi ortadan kaldırıldığında bütün siyasi özgürlükler ve haklar ortadan
kalkar.
Sosyal
devletin siyasi rejimi demokrasidir. Sosyal devlette, liberal devletin siyasal
iktidar anlayışı, siyasi temsil eşit ve genel oy hakkı, kuvvetler ayrılığı vb.
kurumları korunur. İktidarın sahibi halktır. Sosyal devlet aynı zamanda bir
hukuk devletidir. Adaletli hukuk düzeni kurmak, sosyal devletin temel
görevidir.
Sosyal devlet ve ekonomik düzen
Sosyal
devlette ekonomik düzen, piyasa ekonomisine dayanır. Sosyal devlette,
bireylerin özel mülkiyet hakkı, miras hakkı, girişim ve ticaret özgürlüğü,
çalışma
özgürlüğü
tanınmış ve özel teşebbüsün varlığı yasalarla güvence altına alınmıştır.
Sosyal devletin ekonomiye müdahalesi
Sosyal
refah devletinin ekonomik hayata müdahalesi çeşitli şekillerde ortaya
çıkabilir:
a)
Düzenleme (regulation)
b)
Fiyat sübvansiyonu (price subsidy)
c)
Kamusal üretim
d)
Gelir transferleri
e)
Vergileme
Devletin
çeşitli şekillerde ortaya çıkan müdahalelerine rağmen esas olan piyasa
ekonomisidir. Devlet sadece gerektiğinde bir rol üstlenmelidir. Devlet müdahalesi
piyasa sistemine uygun olmalı ve piyasa sisteminin işleyişini bozmamalıdır.
Etkin
rekabetin sağlanması için devletin rekabet hukukunu oluşturması, rekabeti
teşvik etmesi ve haksız rekabeti önlemesi gerekir. Bunun yanında parasal
istikrarı ve fiyat istikrarını sağlaması, özel mülkiyeti güvence altına alacak
yasal düzenlemeleri yapması, sosyal adalet, sosyal eşitlik ve sosyal güvenliği
sağlayacak yasal ve kurumsal düzenlemeleri de yapmalıdır.
Bu
bağlamda Anayasa’nın 35. maddesi, herkesin mülkiyet ve miras haklarına sahip
olduğunu ifade etmekte ve bu hakkın ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlandırabileceğini
belirtir.
Diğer
taraftan; Anayasa’nın 48. maddesine göre; herkes dilediği alanda çalışma ve
sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Borçlar
Kanunu’nun 19. maddesi çerçevesinde sözleşmelerin konusu; hukuk kurallarına,
ahlaka, şahsi haklara veya kamu düzenine aykırı olmadıkça herkes tarafından
serbestçe belirlenebilir.
Yine
Anayasa’nın 167. maddesi devlete para, kredi, sermaye, mal ve hizmet
piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemesini sağlayıcı ve geliştirici
tedbirleri alması konusunda ödev vermiştir.
Anayasa’nın
172. maddesi ile 173. maddesinin gerekçelerinde de ifade edildiği üzere;
devletin tüketicinin korunması için tekel ve kartellerin varlığını önlemesi gerektiği
buna dair tedbirleri almasının devletin görevi olduğu belirtilmiştir.
4054 sayılı rekabetin korunması
hakkında kanun
Serbest
piyasa ekonomisinin sahip olduğu düzenlerde dahi devletin piyasayı düzenleyici,
rekabeti teşvik edici tedbirleri alması ve buna dair ilgili kurumları
oluşturması gerekir.
Rekabetçi
piyasa ekonomisi, piyasanın başıboş bırakıldığı piyasa demek değildir.
Bu
bağlamda ülkemizde, devlet Anayasa’nın ilgili maddelerinden aldığı yetki ve
kendisine yüklenen ödev çerçevesinde 1994’te kanunlaşarak yürürlüğe giren 4054
sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u (RKHK) kabul etmiştir.1
4054 sayılı RKHK’nun 4. maddesi; belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan
veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan
veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası
anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin karar ve eylemlerinin
hukuka aykırı olduğunu vurgular. Bu bağlamda çok kısa olarak örnek vermek
gerekirse; birbirine rakip olan teşebbüslerin aralarında açık veya gizli olarak
yaptıkları anlaşma ve/veya uyumlu eylemlerle,
-mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatını, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurları ya da satım şartlarını tespit
etmeleri.
-mal veya hizmet
piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının
paylaşılması,
-mal veya
hizmetlerin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında
belirlenmesi yasaktır.
4.
madde çerçevesinde bu örnekleri artırmak mümkün ama zaman ve yer sınırlaması
nedeniyle örnekleri bu kadar vermekle yetinmek istiyorum.
4054 sayılı RKHK’nun 5. Maddesi; Kanun’un 4. maddesine aykırı anlaşma, uyumlu eylem
veya teşebbüs birliği kararları, Kanun’un 5. maddesinde ifade edilen koşulların
hepsini taşıyorsa muafiyet alır.
Buna
göre;
-mallarının
üretim veya dağıtımı ile hizmetlerinin sunulmasında yeni gelişme ve
iyileşmelerin ya da ekonomik veya
teknik gelişmelerin sağlanması,
-tüketicinin
bundan yarar sağlaması,
-ilgili piyasanın
önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması,
-rekabetin,
ekonomik veya teknik gelişmenin ve/veya tüketici yararının sağlanması için
zorunlu olandan fazla
sınırlanmaması gerekir.
4054 sayılı RKHK’nun 6. Maddesi Kanun’un önemli diğer bir maddesidir. Buna göre; bir
veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal
hizmet piyasasındaki hakim durumun tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar
ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması hukuka aykırı ve yasaktır.
6.
madde de örnekleme suretiyle yazıldığı şekliyle;
-
piyasaya başka bir teşebbüsün girmesine engel olmak veya rakiplerin piyasadaki
faaliyetlerinin zorlaştırmak,
-
eşit durumdaki alıcılar arasında doğrudan veya dolaylı olarak ayrımcılık yapmak,
-
belirli bir piyasadaki hakimiyeti başka bir piyasada kötüye kullanmak,
-
bir mal veya hizmetle birlikte, diğer mal veya hizmetin satın alınmasını zorunlu tutmak,
-
tüketicinin zararına olarak üretimi, pazarlamayı ya da teknik gelişmeyi
kısıtlamak, hukuka aykırı ve yasaktır.
4054 sayılı Kanun’un 7. Maddesi; “Bir ya da birden fazla teşebbüsün hâkim durum
yaratmaya veya hâkim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında
herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması
sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da
kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü
veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren
araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka
aykırı ve yasaktır.”
4054 sayılı Kanun’un 14 ve 15. Maddeleri; Rekabet Kurulu 4054 sayılı Kanun kapsamında
görevlerini yerine getirirken gerekli gördüğü her türlü bilgiyi kamu kurumları
dahil olmak üzere bütün teşebbüslerden veya teşebbüs birliklerinden
isteyebilir. Rekabet Kurulu’nun istediği bilgiyi bu makamlar belirlenen süre
içerisinde vermek zorundadır. (RKHK’nun 14. maddesi)
Bununla
birlikte Rekabet Kurulu, Rekabet Kurumu’nda görevli uzmanlar vasıtasıyla
gerekli gördüğü hallerde teşebbüs veya teşebbüs birliklerinde yerinde inceleme
yapabilir. (RKHK’nun 15. maddesi)
Uzmanlar
bu inceleme sırasında, teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin
-defterlerini,
her türlü evrak ve belgelerini,
-ajanda, not, iç
ve dış yazışmalarını,
-elektronik
kayıtlarını,
-dolap, çekmece,
kasa, çanta vs. inceleyebilirler.
Yaptırımlar
4054
sayılı Kanun’un 16 ve 17. maddelerinde Kanun’a aykırı işlem ve eylemlere
uygulanacak yaptırımlar düzenlenmiştir.
Buna
göre;
-Kanun’un 4, 6 ve
7. maddelerinde yasaklanmış davranışlarda bulunanlara, nihai karardan bir
önceki mali yıl sonunda
oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa nihai karar
tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan yıllık gayri safi
gelirlerinin %
10’una kadar idari para cezası verilir. (4054 sayılı Kanun’un 16. maddesi)
-Teşebbüs veya
teşebbüs birliklerine idari para cezası verilirse ihlalde belirleyici etkisi
olan teşebbüs veya teşebbüs birliği
yöneticilerine ya da çalışanlarına teşebbüs
veya teşebbüs birliğine verilen cezanın % 5’ine kadar idari para cezası
verilir.
(4054 sayılı Kanun’un 16. maddesi)
-Muafiyet, Menfi
Tespit ve Birleşme ile ilgili olarak devralma başvurularında yanlış veya
yanıltıcı bilgi verilmesi, İzne Tabi
Birleşme’de Devralmanın Rekabet
Kurulu’ndan izinsiz gerçekleştirilmesi, bilgi isteme veya yerinde inceleme
hallerinde,
eksik-yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi ya da bilgi
veya belgenin belirlenen süre içinde ya da hiç
verilmemesi hallerinde teşebbüs
veya teşebbüs birliklerinin nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan
veya bunun
hesaplanması mümkün olmazsa karar tarihine en yakın mali yıl sonunda
oluşan gayrı safi gelirlerinin binde biri oranında
idari para cezası verilir.
Bu para cezasının alt sınırı 2012 yılı için 13.591 TL’dir.2 (4054
sayılı Kanun’un 16. maddesi)
-Yerinde İncelemenin
engellenmesi ya da zorlaştırılması halinde yıllık gayri safi gelirlerinin binde
beşi oranında idari para
cezası verilir. Bu halde de yine idari para cezasının
alt sınırı 2012 yılı için 13.591 TL.’dir. (4054 sayılı Kanun’un 16.
maddesi)
-4054 sayılı
RKHK’nun 17. maddesi “süreli para cezası”nı düzenler.
Rekabet
Kurulu’nun nihai kararına veya tedbir niteliğindeki kararlarına uyulmaması, yerinde
incelemenin engellenmesi ya da zorlaştırılması, istenen bilgi veya belgenin
belirlenen süre içinde verilmemesi hallerinde de teşebbüs veya teşebbüs
birliklerine Kanun’un 16. maddesi çerçevesinde verilen idari para cezasından
hariç olmak üzere, karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan, bunun
hesaplanması mümkün olmazsa karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan
yıllık gayri safi gelirlerinin 10 binde beşi oranında süreli idari para cezası
verilir.
Sonuç
Uygar ve özgür bir ülkenin vazgeçilemez
öğelerinden bir tanesi de devletin müdahalesinden bütünüyle uzak piyasa
ekonomisidir. Ekonomik özgürlük demek piyasa ekonomisi demektir. Piyasa
ekonomisi ortadan kaldırıldığında bütün siyasi özgürlükler ve haklar ortadan
kalkar. Piyasa ekonomisi ancak demokratik düzenlerde var olabilir ve piyasa
ekonomisi olmadan demokrasi var olamaz. Piyasa ekonomisi hukukun üstünlüğü için
de bir ön şarttır. Piyasa ekonomisi olmadan birey özgürlüğünü
kazanamayacağından, baskı rejimleri kurulacaktır. Piyasa ekonomisi büyük, gayri
şahsi bir dayanışma mekanizmasıdır. Üstelik bu tür mekanizmaların en büyüğü ve
en etkilisidir.
Piyasa ekonomisi öyle bir dayanışma
mekanizmasıdır ki, bu mekanizma içinde kimse kimsenin kölesi değildir. Kimse
kimseyi sevmek zorunda değildir. Kimse kimseyle aynı dini veya dünya görüşünü
paylaşmak zorunda değildir. Piyasa dayanışması ayrımcılığı dışlar. Nerede uzun
süreli bir ayrımcılık varsa orada mutlaka devlet müdahalesi mevcuttur. Piyasa
bu yönüyle en büyük eşitlikçidir.
Av. Tuncay Songör
Dipnot
4054
sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun - RG: 13.12.1994 Sayı: 22140
Rekabet
Kurulu tarafından kabul edilerek yayınlanan 2012/1 sayılı “4054 sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 16. Maddesinin Birinci Fıkrasında Öngörülen
İdari Para Cezası Alt Sınırının 31.12.2012 Tarihine Kadar Geçerli Olmak Üzere
Artırılması İlişkin Tebliğ”