Fransa'nın başkenti Paris'te kent sakinlerinin ulaşım alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik çalışmalar ilk olarak 2007'deki bisiklet kiralama programı ile başlamıştı. Benzer olarak başlatılan elektrikli otomobil kiralama hizmeti, ‘Autolib’ araba paylaşımı programı ise 2 Ekim’deki deneme aşamasından sonra 5 Aralık 2011’de başladı. Program çerçevesinde ilk aşamada Blue Car tipi 250 araç Paris ve çevre ilçelerinde vatandaşların kullanımına sunuldu. Program kapsamında kullanıcılar, bir bölgede alabildikleri aracı, Paris büyükşehir bölgesinde yer alan bir başka bölgede bırakabiliyorlar. Sisteme abonelik günlük 5 Euro, haftalık 15 Euro, yıllık ise 144 Euro.
Bolloré Blue Car
Projede kullanılan Bolloré Blue Car küçük elektrikli arabaları, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren Fransız firması Bollore ile elektrik üretimi ve dağıtımı konusunda Fransa’nın en büyük ikinci firması olan EDF’nin ortak firması pil üreticisi batScap tarafından üretildi. Dört kapılı küçük araç dolu pille
250 km gidebiliyor, maksimum
130 km/h hız yapabiliyor. Pillerin şarjı dört saat alıyor.
Fransa’da 2011’de toplam 399 Blue Car araç üretildi. Autolib araba paylaşımı programı ihalesini kazanan Bollore, bu araçların ilk 250 tanesini program için üretti. İhale kapsamında Bollere 3 bin Blue Car aracı ve 1120 park ve şarj istasyonunu da teslim edecek. Autolib’e 2012 Haziran ayına kadar her ay 300 aracın katılması planlanıyor.
Toyota, çevrede sektör hedeflerinin üstüne çıktı
Avrupa Komisyonu ve Avrupa Çevre Ajansı 2010 yılı raporuna göre, Toyota Avrupa’nın araç filosu ortalama 112,2 g/km CO2 salım değeriyle, 140 g/km olan sektör ortalamasının çok altında bir değere ulaştı .
Avrupa Komisyonu ve Avrupa Çevre Ajansı tarafından yayınlanan 2010 raporu kapsamında Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde 2010’da trafiğe çıkan 564 bin 633 Toyota ve Lexus marka araç değerlendirildi. Yapılan hesaplama sonucunda Toyota Avrupa’nın filo ortalaması olarak 112,2 g/km CO2 salım değeri elde edildi. Ortaya çıkan bu sonuç, komisyonun Toyota için hedef olarak belirlediği 128,35 g/km’nin 16 g/km’nin altı oldu.
Avrupa Komisyonu ve Avrupa Çevre Ajansı tarafından ilk kez yayınlanan bu raporun 2010 ve 2011 yılı sonuçları baz alınarak her üretici için 2012 hedefleri belirlenecek. Mevcut regülasyona göre hedef ve gerçekleşme hesaplamalarında üretici araç filolarının yüzde 65 en düşük CO2 salımı geçekleştiren araçları dikkate alınırken, 2015 hedefinde ise araç filosunun yüzde 100’ü hesaplamalara dahil olacak. 2010 yılı raporuna göre Toyota Avrupa, filosunun CO2 salım ortalaması ile komisyonun 2015 için belirlemiş olduğu sektör hedefi 130 gr/km’yi de şimdiden başarmış durumda.
Raporda yer alan bu sonuçlar Toyota’nın uzun vadeli küresel stratejisinin de ana hatlarını oluşturuyor. Toyota çevre problemine yol açan emisyonların azaltılması ve yakıt verimliliğinin artırılması yönünde kısa ve orta vadede çözüm olarak hibrid teknolojisini öneriyor.
Eşarj'dan 5 yılda 10 milyon Euro'luk yatırımla 2 bin istasyon
Otomotiv sektöründe devrim yaratan elektrikli araçlar, Türkiye’de Avrupa ile aynı anda satışa sunulacak. Yatırım ve istihdam anlamında ekonomiye yeni bir soluk getirecek bu yapılanma çerçevesinde Eşarj, şarj istasyonu ağının Türkiye çapında kurulumuna ilişkin harekete geçti.
Şarj istasyonları üretimi, satışı ve şarj istasyonu ağının kurulmasına yönelik çalışan Eşarj Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri, şarj istasyonu ağını Türkiye çapında genişletecek. EŞarj Yönetim Kurulu Başkanı Ali Barut; “Küresel ısınma ve çevresel sorunların hangi boyuta geldiği ortada. Yaşamak için bazı kaynakları tüketmek zorunda olsak da, çevre dostu teknolojileri devreye sokarak zararı asgari düzeye indirmeye çalışmak hepimizin görevidir” dedi.
Yirmi yılı aşkın süredir otomotiv sektöründe görev yapan biri olarak, elektrikli otomobil üretimi projesini ilk duyduğunda çok heyecanlandığını belirten Barut, sözlerini; “Ülkemizin ekonomik olarak gelişip, daha iyi sosyal yaşam standartlarına yükselmesindeki en büyük engel olan, en yüksek gider ve cari açık sebebimiz petrol ve türevleri kaynaklı giderlerimizin, kullanılacak her elektrikli araç başına yaklaşık 20.000 TL azalacak olması çok önemli bir katma değerdir. Çevre açısından baktığımızda da, araç başına ortalama 6 ton daha az karbon salımı olacak. Tüm bunların gerçekleşebilmesi için alt yapı çalışması ve yaygınlık son derece önemli. Eşarj olarak amacımız Türkiye’nin en yaygın ve en hızlı elektrikli araçlar şarj istasyonu ağını oluşturmak. 5 yıllık hedefimiz ise 10 milyon Euro’luk yatırımla Türkiye’yi ilk etapta 2 bin istasyona kavuşturmak” diyerek tamamladı.
2015 yılı sonuna kadar Türkiye’de 30 bine yakın elektrikli araç
Dünyadaki lider elektrikli araç üreticileri ile çözüm ortağı olmanın kendileri için çok önemli bir güç ve değer olduğunu ifade eden Eşarj Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri Yönetim Kurulu Üyesi Cem Bahar; “Yüzde 100 elektrikli araçlar sundukları konfor, performans, ekonomik ve çevre dostu oluşları sebebiyle dünya otomotiv piyasasında yerlerini bulmaya şimdiden başladı. 2015 yılı sonuna kadar Türkiye’de 30 bine yakın elektrikli aracın trafiğe katılması bekleniyor. Dünyada ise 2020 yılı itibarı ile otomobil satışlarının yüzde %10’unu elektrikli araçların oluşturacağı öngörülmekte. Biz de Eşarj olarak sektördeki bu önemli yapılanmanın içerisinde yerimizi almak üzere 2008 yılından bu yana sürdürdüğümüz AR-GE çalışmalarımızı neredeyse tamamladık. Bugün düzenlediğimiz ilk bayi toplantımız ile 30 ayrı ilde yapılanmaya başlıyoruz. Bu kapsamda, elektrikli araç tercihinde bulunan tüketicilerin şarj etme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ülke geneline yayılmayı hedefliyoruz” dedi. Eşarj Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri 2010 yılı sonunda dünyada elektrik ve enerji sektörünün her alanında faaliyet gösteren, 65 ülkede temsilciliği bulunan ve elektrikli araçlar şarj sistemleri konusunda Avrupa’nın öncü firmalarından Efacec Grubu ile stratejik işbirliği ve temsilcilik anlaşması imzalamıştı.
Elektrikli araçlara ilgi yüksek fiyat nedeniyle düşüyor
Yeşil teknolojilerle ilgili araştırma şirketi Pike Research tarafından yapılan araştırma Amerika’da elektrikli otomobillere yönelik ilginin son iki yılda yüzde 17 azaldığını gösteriyor. Araba satın alanların söylediklerine göre elektrikli ve hibrid elektrikli araçların primleri düşük yakıt maliyetleriyle rekabet edemiyor.
2011’de araştırma kapsamında görüşülen 1000 kişiden yüzde 40’ı elektrikli araba satın almak konusunda “son derece” ve “çok” ilgili olduğunu belirtti. Bu oran 2010’da yüzde 44, 2009’da ise yüzde 48 idi. Bununla birlikte katılımcılar genel olarak benzer özellikler taşıyan klasik arabalara göre elektrikli araçlar için yüzde 19 daha fazla para ödemeye de istekli olduğunu belirtti. Yine de bu fark elektrikli otomobillerin genel fiyatlarına göre aradaki farkın altında kalıyor. Araştırma elektrik araçların satın alınması konusundaki en önemli engelin fiyat olduğunu ortaya koyuyor.