Sözcü Gazetesi Otomotiv Editörü Metin Köklüçınar Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

52 yıl… 52 marka…

Demiryollarının CER Atölyesi'nde 23 mühendis, aldıkları “emirle”, “demiri” keser…

Tam 130 günde, zaman, yokluk ve sayısız engelin karşısına, kariyer ve hayatlarını koyarlar… İnanç ve azimle, birbirlerine güvenerek… Türkiye'nin ilk yerli otomobili “Devrim” doğar Eskişehir'de. Birkaç litre eksik benzin için sonlandırılan hayatı… Yine 1961'de, otomobil bile olamadan “araba” olarak bitiverir… Belki de otomotiv tarihinin en “yol”da kalmış hikayesi olur başına gelenler… Sonra… Sonrasına geleceğiz ama öncesi de önemli! Hepimiz böyle biliriz, dört adet “Devrim”le başlayan bir “devrin” nasıl bittiğini…

Yıl 1929… Devrim'den tam 32 yıl önce. Ford'un, İstanbul'da kurduğu montaj hattı, 30'ların ekonomik krizi ile adeta “dünya” değiştirir. 1954'te Tuzla Jeep Fabrikası, askeri cip, kamyonet ve kamyon yapar. Henüz otomobilin ‘o'su yok ortada. 1955'te Federal Türk Kamyonları A.Ş., tamamı Türk kadrosuyla “Federal” ismiyle kamyon üretir. 1960'ta kurulan Otosan 1967'de Ford Transit minibüsleri sunar hayatımıza…

Anadolu'nun otomobile de ihtiyacı vardır. Bir cephede bunlar yaşanırken bir başka cephede, Federaller'le daha fazla uğraşamayacağını anlayan fabrika OYAK'a satılır. TOE olur kamyonun, otobüsün, minibüsün, traktörün, kamyonetin, Pick-Up'ın markası…

1963'te, Otobüs Karoseri A.Ş, Magirus otobüsleri montajlar uzayıp giden bantlarında…

Çok “tezgah” kurulur çok tezgah döner otomobilsiz. Devrimci mühendisler açıklamalarında:

"Türkler otomobil yapamaz! zihniyeti çürütülmüş, geri düşünce mağlup edilmiştir. Bu konuda karar vermek de devletindir. Hedefimiz memleketimizin inkişafıdır (gelişmesidir). Takdir Büyük Türk Milletinindir" der.

1960'ların ortalarında TEO'nun Volvo ile ortak çalışmasına, Triumph lisansıyla sağlanan büyük katkı, “Zafer” markalı otomobili aynı büyüklükte bir “mağlubiyetle” başka bir hüsrana dönüştürülür. 1966'ya gelindiğinde Anadolu, ilk tohumu “Anadol” ile atar bereketli topraklarına…

Gerçi Otosan, İngilizler'den prototipini, Ford'dan da mekaniğini alır ama, Türkiye'yi… “araba”dan “otomobil”e taşıyan ilk seri üretim modelidir.

1968'de Tofaş, Fiat lisansı ile Murat 124…

1969'da Oyak, Renault lisansı ile Renault 12…

1985'te de Otosan, Ford ile Taunus'un düğmesine basar…

Bugün ise Hyundai, Toyota, Honda, Renault ve Tofaş (Fiat) ile farklı modellerde ‘otomobil' üreten 5 markanın yanında, çok daha fazla sayıda ticari ve ağır ticari araç üretim üssüdür Türkiye…

Ve…

Ve neredeyse hepsinin “yerli” ortağı

Neredeyse hepsinin “yerli” işçisi

Neredeyse hepsinin “yerli” mühendisi

Neredeyse hepsinin “yerli” yan sanayi

Neredeyse hepsinin “yerli” tedarikçisi

Neredeyse hepsinin “yerli” satış ağı

Neredeyse hepsinin “yerli” servis ağı

Varken…

Ve neredeyse hepsi…

“Biz Türkiye'nin “yerli”sini üretiyoruz” derken…

Hala vergi, faiz, döviz ‘şeytan üçgeni'nde…

“Cari açık” labirentinin koridorlarında, bir aralanmış kapı dahi bulamayan sektörün…

Bir başka “Devrim”, başaramamasının sırrı…

O'nun ardından geçen 52 yılda 52 markanın “yol” gezdiği bir ülke olarak,

“Araba” kıvamı ve kavramına bile sahip olamayan politikacılar olabilir mi?

Sözcü Gazetesi Otomotiv EditörüMetin Köklüçınar


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next