REKABET KURUMU "2017/3" BİLGİLENDİRME TOPLANTISI Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Rekabet Kurumu Toplantısını Sunumu için tıklayınız

Rekabet Kurumu ‘2017/3 Muafiyet Tebliği’ bilgilendirme toplantısı

Rekabet Kurumu temsilcileri, ODD’nin düzenlediği toplantıda otomotiv sektörü temsilcilerine, 2017/3 sayılı Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği ile Açıklayıcı Kılavuz’un getirdiği yenilikleri anlattı.

2017/3 sayılı Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği, 24 Şubat 2017 tarihli ve 29989 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğle ilgili kılavuz ise 7 Mart 2107 tarihinde Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde yayımlandı. Motorlu taşıtların, yedek parçaların ilk tedarikinden son kullanıcıya yeniden satışına ve bakım onarım hizmetlerinin verilmesine kadar olan tüm seviyelerdeki dikey anlaşmaları düzenleyen tebliğle ilgili bilgilendirme toplantısı 22 Mart tarihinde yapıldı. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) tarafından Tofaş Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantının açılış konuşmasını ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce yaptı. Toplantıya Rekabet Kurumu IV. Denetim ve Uygulama Dairesi Başkanı Dr. Ali Fuat Koç, Rekabet Başuzmanı Çiğdem Tunçel ve Rekabet Uzmanı Esin Aygün katıldı. ODD üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantının açılış konuşmasını yapan Hayri Erce, yeni tebliğin sektöre önemli katkı sunacağını belirterek günün koşullarına göre düzenlenmiş olduğuna dikkat çekti. Hazırlık sürecinde ODD olarak sık sık Rekabet Kurumu uzmanlarıyla bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunduklarını da belirten Erce, “Bu toplantıda dile getirilecek sorular ve fikirlerle olası eksiklikler de giderilecektir” dedi.

AB düzenlemeleriyle uyumlu hale geldi

Rekabet Kurumu IV. Denetim ve Uygulama Dairesi Başkanı Dr. Ali Fuat Koç toplantının açılışında yaptığı konuşmada, sürecin hem kendileri hem de sektör için uzun ve yorucu olduğunu belirterek “Eski tebliği ele alırsak 11 yıl uzun bir zaman dilimi ancak her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği düzenlemeleriyle aynı döneme denk geldi, sektör araştırmaları yapıldı, oradan gelen bilgilerle yola çıktı. Sektörle de sık sık görüş alışverişinde bulunduk ve yeni tebliği hazırladık. Daha sade, anlaşılabilir ve zorunlu olmadıkça sektöre kısıtlamalar getirmeyen bir tebliği amaçlıyorduk. Buna yüzde 100 ulaşmış değiliz ancak bu yolda bir adım attık. Bundan sonra da sizden gelecek yeni bildirimlerin yol gösterici olacağını umuyorum ve bu hızlı değişimin olduğu dünyada yeni tebliğin çok daha kısa sürede revizyona tabi tutulacağını düşünüyorum. Bu noktada size de önemli görevler düşüyor” dedi. Daha sonra söz alan Rekabet Kurumu Uzmanı Esin Aygün, sunumuna toplantının kendileri içinde faydalı olacağını ve sorularla uygulamanın şekillenmesine büyük bir katkı sunacağını söyleyerek başladı. Aygün, revizyon çalışmalarında satış ve satış sonrası pazarların rekabet koşullarındaki farkların dikkate alınması; pazarlardaki rekabete doğrudan etki etmemekle birlikte, teşebbüslere maliyet getiren düzenlemelerin kaldırılması ve rekabetçi endişelerin mevcut olduğu satış sonrası faaliyetlere odaklanılması başlıklarına önem verdiklerini söyledi. Aygün sunumunda “Genel Koşullar ve Pazar Payı” başlığında, 2005/4 sayılı Tebliğ’de farklı dağıtım sistemleri için öngörülen farklı pazar payı eşiklerinin kaldırılıp tek eşik belirlendiğini belirterek, “2017/3 sayılı Tebliğ’e göre; münhasır ve nicel seçici dağıtım sistemi ile tek alıcıya sağlama yükümlülüğü içeren anlaşmaların Tebliğ’den yararlanması için yüzde 30’luk Pazar payı eşiğinin aşılmaması gerekiyor. Ayrıca nitel seçici dağıtım sistemi getiren anlaşmaların Tebliğ’den yararlanabilmesi için bir pazar payı eşiği aranmayacak” dedi. Aygün, tebliğinden devir serbestisi ile feshin gerekçeli olmasına ilişkin düzenlemelerle bağımsız bir uzmana ya da hakeme başvuru hakkının bulunması koşullarının kaldırılıp yerine ‘sözleşme ve fesih sürelerine ilişkin olarak Tebliğ’de belirlenen sürelere uyulması’ uygulamasının sürdürüleceğini söyledi. Aygün’den sonra söz alan Rekabet Başuzmanı Çiğdem Tunçel ise pazar payının hesaplaması yöntemi hakkında bilgi verdi. Tunçel, geçiş süreci hakkında da “2005 yürürlüğe girerken bir yıllık bir geçiş süreci öngörülmüştü, bu kez iki yıllık bir geçiş süreci öngörüldü. 24 Şubat 2019 tarihinde kadar sözleşmelerini uygun hale getirmeleri gerekiyor” uyarısında bulundu.Tunçel, yeni tebliğin getirdiği temel değişiklikleri ise şöyle sıraladı:

Satış pazarı bakımından değişiklikler

“Genel koşullarda yüzde 40 olarak aranan grup muafiyetinden yararlanma eşiği, yeni tebliğle yüzde 30’a düşürüldü. İkinci olarak eski tebliğin 4, yeni tebliğin 5’inci maddesinde değişiklik yapılarak devir serbestisi, feshin gerekçeli olması ve hakeme başvurma hakkının korunmasına ilişkin hükümler kaldırıldı. Yeni tebliğde sadece fesih sürecine ilişkin düzenlemeye yer verildi. Bir başka değişiklik ise rekabet etmeme yükümlülüğü, alıcının bir önceki yıl alımlarının yüzde 80’i esas alınarak belirlenecek. Yine sözleşme süresi boyunca beş yıla kadar getirilen rekabet etmeme yükümlülüğü grup muafiyetinden faydalanabilmesi uygulaması da yeni bir karar. Son olarak ek satış yerlerinin açılması bakımından eski tebliğde otomobil ve hafif ticari araçların ek satış yeri açmaları engellenebiliyordu artık kapsamdaki tüm araçlar için ek satış yeri açma hakkı engellenebiliyor.

Satış sonrası hizmetler bakımından

Nicel dağıtım sistemleri için yüzde 40 oranındaki eşik yüzde 30’a düşürüldü. Devir serbesti, feshin gerekçeli olması ve hakem şartına ilişkin koşulların sözleşmelerde olması hükümleri kaldırıldı. Satış sonrasını düzenleyen anlaşmalar açısından bir başka husus ağır kısıtlamalar arasında yer alan teknik bilgiye erişimin engellenmesine ilişkin düzenleme kaldırıldı. Ve rekabet etmeme yükümlülüğü bakımından yedek parça dağıtım pazarı için bağımsız yedek parça dağıtıcılarına 5 yılla sınırlı olmak üzere, bakım onarım pazarı açısından da zincir servislere yine anlaşma süresiyle ve 5 yılla sınırlı olmak üzere getirilen rekabet etmeme yükümlülüğü bir istisna olarak kabul edildi. Ve bu hükümlerin grup muafiyetinden yararlanabileceği düzenlendi.”

Toplantı şirket temsilcilerinin soruları ve yanıtlarla devam etti.

Atilla Ergin - Nissan

Yeni kılavuzda, tüketicilerin garanti kapsamı içinde eşdeğer parça kullanımını serbest olarak gösteriliyor. Özel servislerde garanti süresinde bakım onarım yapılması durumunda garantinin iptal edilmesi rekabet ihlali olmaz diye anlıyorum. Bu doğru mudur? Tüketicinin eşdeğer parça kullanılması isteğini yazılı olarak talep etmek rekabet ihlali doğurur mu?

Garanti uygulamaları önemsediğimiz bir konu, çakışan yetki alanları var. Garanti ile ilgili hükümler başka mevzuatlarda da var. Sağlayıcının yetkili servis ağıyla özel servisleri dışlayacak şekilde gerekçe göstererek garanti iptal etmesi ihlal olarak kabul ediliyor. Periyodik bakımlar özel servislerde yapılır ve garantiyi etkilenmez diyemeyiz, bu bizim yetki alanımızda değil. Çünkü bakım ve onarımı denetleme şansımız yok. Bu tür sorunlar ortaya çıktığında mahkemeler yetkili. Özel serviste standarda uygun yapılmış bir bakım onarım da illiyet durumu bulmadığında 4. Madde kapsamında değerlendirilebilir. İhtiyari garantide sözleşme ilişkisi var ve tüketici orada imza atıp ben “özel servise gitmeyeceğim”

dediği için buna müdahale etmiyoruz. Bu tüketici ile sağlayıcı arasındaki bir ilişki. Eşdeğer yedek parçada sağlayıcı tarafından bilgilendirme yükümlülüğü getirilmesi gerekiyor. Tüketicinin bu konuda bilgi sahibi olması gerekir, bu da eşdeğer parça kullanımına bir engel oluşturmaz.

 

Av. Hakan Bekiroğlu-Tofaş

Zincir servis yeni bir kavram bizim için, ağ kurucusu tanımına da baktığımızda sağlayıcı içinde olmadığını görüyoruz. Ağ kurucusunun mevcut yetkili servis ağını zincir ağına çevirmesi mümkün mü?

Şu anda taşıt sağlayıcılarının kurduğu sistem farklı, zincir ağlarda ise franchise olarak kuruluyor. Taşıt sağlayıcısı olsa da sistemi değiştirirse zaten yetkili servis olmaz. Ağ kurucusu haline gelecek bu durumda. Ağ kurucusunun temelinde birden fazla markaya hizmet etmek var, eğer o şekilde çalışırsa bir engel olmayacaktır. Ancak pazar payı yüksek olacağı için sorun yaşanabilir.

 

Eşdeğer parçanın belgelendirmesi konusu tam oturmuş değil, bu durumda

pazar tanımlaması yaparken eşdeğer parçayı ne kadar dikkate alacağız?

Eşdeğerde belgelendirilmiş parça sayısı çok fazla değil, ancak eşdeğer olduğu akredite edilmiş parçalar aynı pazarda olabilir. Eşdeğer ve çıkma tartışması var ancak pazar payı hesaplanırken belgeli parçalar dikkate alınacak.

 

Av. Gülin Güngördü-Doğuş Otomotiv

Tebliğ, sağlayıcıya geçiş süreci için süre veriyor. Satış ve satış sonrasında değişiklikler var. Tebliğden sağlayıcının, dağıtım sisteminin tamamını ya da önemli bir kısmını yenilemesi gerektiğini mi anlıyoruz?

Tüm aktörler bakımından özellikle de çok markalı bayilerin sürece adaptasyonunu mümkün sağlamak için iki yıl süre koyduk. Sert bir geçiş olmaması gerektiğini düşündük, bu sürede sözleşmelerin yapılması hazırlanılması gerekiyor, ancak sözleşmelerin hemen yenileyip uygulanması da sıkıntı yaratabilir.

 

 

 

 

Av. Hande Toprak-Citroen

Lastik sözleşmelerini ilişkin bir soru sormak istiyorum. Sözleşmenin süresi ve ihbar süreleri korundu. Lastik sürelerinde de taraflar kendi iradelerine göre belirleyebilecek mi?

Yerinde bir soru, eski tebliğde böyle bir ayrım vardı, yenisinde yok. 5 yılı aşamayacağı yaklaşımı taşıyoruz.

 

 

Doğu Özden-Tofaş

Eski tebliğde teşvik ve primlerle ilgili net bir yaklaşım vardı. Bu kılavuzda teşviklerle ilgili bir ayrıntı yok, buradan ne anlamalıyız?

Teşvik ve primler çok markalı yapılarla ilgiliydi. Birbirini engellemeyecek, farklı

markaları engellemeyecek prim ve teşvik öngörülebilir, buna bakışımız aynı biçimde sürüyor. Önemli olan başka markaların girişini engellememek.

 

 

 

 

Can Eroskay-Honda

Paralel parça olarak kabul ettiğimiz farklı bölgeler için aynı şirket tarafından üretilen ürünlerin eşdeğer parça olarak belgelendirilmesi gerekir mi?

Orijinal kabul edilen bir parça diğer bir marka tarafından eşdeğer görülebilir. Rengi, dizaynı farklı olabilir.

 

 

Av. Özge Ay-Hyundai

Eskiden reorganizasyon diyorduk, bir yıl geçerli sebeple fesih vardı. Artık gerekçe de göstermek zorunluluğu yok, yeni tebliğin çıkmasını bir yıl ihbar önelli fesihle sözleşmeleri feshetmek için kullanabilir miyiz?

Geçiş sürecinin getirilme amacı hiç kimsenin bu işten zarar görmemesi, bu tebliğin çıkmasının bu noktada bir reorganizasyon olarak değerlendirilmemesi gerekiyor.

Eşdeğer parçanın belgelendirilmemiş, herhangi bir eşdeğer parçayı reddedebiliyor muyum, yetkili servisi mi belgesiz eşdeğer parça kullanabilir mi?

Eşdeğer parçanın kullanımına ilişkin uygulamalara bakacağız yani belgeli olup olmadığına bakacağız, aynı bakış açısına siz de sahip olmalısınız. Belgelendirilmemiş bir parça kabul edilemez, bu açıdan durum net.

 

Av. Dilay Yeşilyaprak

Eski tebliğde birçok konu ayrıntılarıyla açıklanıyor. Ancak yenisinde bu açıklamalar yok, bu noktada eski tebliğdeki açıklamaları, yorumları kullanabilir miyiz?

Eğer uygulama değişmemişse bağlayıcı olmamak kaydıyla kullanmanız mümkün.

 

 

Av. Merve Evrim-Mercedes Benz

Satış ve satış sonrası hizmetlerle ilgili olarak kılavuzda aynı yaklaşımı benimsiyor. Motorlu taşıt sağlayıcılarının, yetkili dağıtıcılara satış ve satış sonrası hizmet yükümlülüğü birlikte sunması muafiyet dışında tutuyor. Yeni kılavuz bunu yasaklamıyor ancak bu yükümlülüğünü devretmesini muafiyet dışında tutuyor. Bu yorumlama doğru mu?

Dağıtımını yapıyorsanız satış sonrası hizmetini de başka mevzuatlar gereğince de vermek gerekiyor. Bu yükümlülük devam edebilir ancak ‘ben bu yükümlülüğü devrediyorum, başkasına yaptırıyorum’ diyebilir. Aynı durum yedek parça alanı için de geçerli.

 

Av. Sibel Atik

Rekabet etmeme yükümlülüğü konusunda yüzde 30 ve 80’lik eşiklerin hesaplanmasıyla ilgili soru sormak istiyorum. Biliyorsunuz Rekabet Kurulu’nun bayilere getirilen alıcıya bildirim yükümlülüğü sözleşmeden çıkarılırsa grup muafiyetinden yararlanabilir şeklinde bir kararı var. Dolayısıyla biz bu yaklaşımı devam ettirecek miyiz? Yetkili satıcılarımızdan ve servislerimizden bir önceki yıla ait toplu alımını isteyemeyecek miyiz? Burada hem doğrudan hem de dolaylı olarak getirilen rekabet etmeme yükümlülüğünün dikkate alınması gerekiyor. Sözünü ettiğiniz dosyayı hatırlıyorum orada prim de söz konusuydu. Alıcının sağlayıcıya raporlaması, primlerin belirlenmesi için de önem taşıyordu. Dolayısıyla kaçınılmaz cevap olay özelinde değerlendirilmesi gerekiyor. Eğer dolaylı olarak bir rekabet yükümlülüğüne yol açacak bir bir bildirimse yaptırım olabilir.

 

Yedek parçadaki pazar payını hesaplarken yedek parçalar arasındaki ikame ilişkisine bakmıyoruz. Belli bir markaya odaklıysa tüm bu yedek parçaları toplayıp sağlayıcının pazar payını buna göre mi hesaplayacağız?

Yedek parçada pazar hesaplamasında ‘x marka araçlara yönelik yedek parçalar’ olarak tanımlanıyor. Belli bir araçlara yönelik ya da yedek parça özelinde de pazar tanımlanıyor. Ancak yedek parçalarını özellikleri, ikame özellikleri değerlendirilip dar pazarlar da tanımlanabilir.

 

Gürkan Ekin-Tofaş

Yeni olarak karşımıza çıkan 5 yıl süreyle örneğin madeni yağda ve benzer ürünlerin pazarının özelliğinden gelen yatırım, teşvik yani alıcıya sunulan ek faydaların geri alınmasının doğal karşılanması nedeniyle 5 yıl koşulu konulmuş. Bunu bir muafiyet olarak görüyoruz. Burada örneğin bir madeni yağ firması, sektördeki tüm yetkili ve özel servislerin tümüyle 5 yıl boyunca anlaşma yaparak “Benden başka yerden ürün almayacaksın” hükmünü koydu. Bu rekabet açısından son kullanıcıyı olumsuz etkilemez mi?

Sizin söylediğiniz senaryo çerçevesinde etkiler. O sağlayıcı pazarda tek kalacaktır o nedenle muafiyetin geri alınması hükmü var. Bu ağlarla oluşturulan satış pazarın yüzde 50’sini oluşturursa kurul gündemine muafiyetin geri alınması gündeme gelebilir. Zaten o sağlayıcının ilgili pazardaki payı yüzde 30’u

aşacağı için muafiyetten yararlanamayacaktır.

 

Şahin Yavuz

Madeni yağ hala yedek parça olarak değerlendiriliyor. Yedek parça sağlayıcılarının pazar payı yüzde 1 bile olsa servise sadece bu yağı kullanacaksınız yükümlüğü getiremeyecek mi?

Madeni yağ örneğinden gidelim eğer yedek parça sağlayıcısı servise yatırım yapmışsa, bu yükümlülüğü belirli bir süre onu da 5 yıl ile sınırladık getirebilir. Zaten pazar payı yüzde 30’un üzerindeyse grup muafiyeti dışında olacak.

 

Av. Haluk Arı

Bazı şirketler eşdeğer parça için TSE’nin verdiği belgenin yanı sıra kendilerinin kabul ettiği kurumlardan da belge alınmasını istiyor. Bu durum rekabeti engelleyici bir talep olarak görülebilir mi? Fason parça üreticisi kendi logosunu basabilecek mi, bu rekabet engellemesi olarak görülecek mi?

Fason kılavuzu ve bireysel muafiyet kuralları belli, ona göre belirleniyor. Ancak fason üretici kendi fikri mülkiyetinde olmayan bir şeye logo ya da başka bir şeyişaret basamaz. Başka belgeler istenmesi durumunda da bize böyle bir şikayet geldiğinde denetleme şansımız yok. Biz otorite olarak burada taraf olamayız, o tartışmalara giremeyiz. Tescillenmiş bir ürünün kullanımının engellenmesi anlamına geliyorsa bu ancak mahkeme sürecinde çözülür. Mahkeme sonucuna göre bu konu Rekabet Kurumu’nun gündemine gelebilir.

 

Salih Çiçek-Nissan

Servislerimiz bize “Teknik bilgi paylaşılmalı mı?” diye sorduğunda ne yanıt vermemiz gerekiyor?

Ayrıntısına bakılmalı, mevzuat çerçevesinde değerlendirilmeli ancak yeni tebliği teknik bilginin paylaşılması gerektiğini belirtiyor.

 

 

 


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next