Trafikte Güvenli Çözüm: Akıllı Ulaşım Sistemleri Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı

Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Uygulama Araştırma Merkezi Kurucusu ve Direktörü

Trafikte güvenli çözüm: Akıllı Ulaşım Sistemleri

Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Uygulama Araştırma Merkezi (UYGAR) kurucusu, Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, güvenli ve düzenli bir trafik için Akıllı Ulaşım Sistemlerinin (AUS) gerekliliğini dünyadan ve Türkiye’den örneklerle aktardı.

Hepimizin bildiği üzere; ulaşım sosyal-politik-teknik-ekonomik-kültürel ilişkilerin merkezinde, bunları birbirine bağlayan unsurlardan birisi olup, bu ögelerin her biriyle doğrudan ve karşılıklı bir ilişkiye sahiptir. Ulaşım, planlama ile birlikte bütün bu parametrelerin hem etkileyeni ve hem de etkilenenidir. Ulaşım ve planlamayı, belirli bir coğrafya üzerindeki izler, tasarımlar ve projeksiyonların bütünü olarak da ele alabiliriz. Bu coğrafya; kimi zaman bir şehir-yöre-ülke, kimi zaman bir bölge ve kimi zaman da yer kürenin bütünü olarak da düşünülebilir. Ulaşım aynı zamanda hemen her sektördeki arz talep dengesine bir şekilde müdahil olan bir sektörü ifade etmekte, küresel etkileşimin sürekli olarak arttığı bir çağda stratejik bir öneme sahip olmaktadır. Ülkemizin jeo-stratejik konumu, bölgesiyle her anlamdaki entegrasyon politikaları, ekonomik hedefleri ve 2023 vizyonu hepimizin malumudur. Bütün bu düşünce, eylem, mevcut durum ve vizyon paralelinde; en önemli araçsallardan biri olan ulaşımın en etkin, verimli ve yenilikçi argümanlarından biri de Yüksek Hızlı Demiryollarıdır.

Ulaştırmada gelişmiş ülkelerin tercihi

Ulaştırmadaki en önemli sorunlardan biri olan trafik güvenliğine bir çözüm olarak gelişmiş ülkeler Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) kullanmaya başlamıştır. Günümüzde AUS konusunda A.B.D., Almanya, Britanya, Avustralya, Fransa, Güney Kore, İsveç, Japonya, Hollanda, Kanada ve Singapur’un öncü olduğunu, Brezilya, Çin, Tayland ve Tayvan’da ise önemli gelişimlerin ve yaygınlaşmanın kaydedildiği görülmektedir. ABD’de bu uygulamalar, 1960-1970 yılları arasında yol ve araç arası iletişimin sağlanması anlamında bir başlangıç kaydetmiş olup 1980’li yılların ortalarından itibaren kamu-özel sektör-akademi işbirliğiyle Mobility 2000 çalışmaları başlatılmıştır. Bu çerçevede 1994 yılında Ulaştırma Bakanlığı tarafından Amerika Akıllı Ulaştırma Topluluğu kurulmuştur. 2005 yılında kongre tarafından güvenli, hesap verebilir, esnek, etkin ulaştırma adalet yasasının kabulüyle birlikte, bu alandaki araştırma faaliyetleri için 2009 yılına kadar yıllık 110 milyon dolarlık bütçe sağlanmış olup bunun takibinde ABD Ulaştırma Bakanlığı verilerine göre eyaletlerde yürütülen ve ulusal düzeyde koordine edilmeyen 500 milyon dolar ile 1 milyar dolar arası yatırım söz konusudur. Ulaştırma Bakanlığı koordinasyonundaki akıllı ulaştırma sistemleri programı çerçevesinde akıllı araçlara, akıllı altyapıya ve ikisinin koordinasyonuyla akıllı ulaştırma gerçekleştirilmesine yoğunlaşılmaktadır. A.B.D’deki AUS’lar bölgesel olarak düzey farklılıkları göstermekte ve henüz ulusal bir entegrasyondan bahsedilememektedir. 

Çok yönlü fayda sağlıyor

Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS), araçlar içinde, araçlar arasında ve araç ile sabit kontrol merkezi arasında, ayrıca altyapı hakkında, emniyet, güvenlik, randıman ve kalite bakımından her türlü haberleşmeyi ve bilgi alışverişini sağlayabilmektedir. AUS ayrıca ulaşımın çevreye olan etkisini minimize etmek ve ulaşımın hem işletmenin ekonomik beklentileri, hem de yolcuların ve araç kullanıcılarının yararlarını maksimize etmek amaçlarını gerçekleştirecek şekilde geliştirilmektedir. AUS’un amaçları arasında insan-araç-altyapı-merkez arasında çok yönlü veri alışverişi, trafiğin güvenliliği, yolların kapasitelerine uygun olarak kullanımı, mobilitenin arttırılması, enerji verimliliği sağlanarak çevreye verilen zararın azaltılması gibi başlıklar genel kabul görerek standartlaşmış; böylece karar verme yükünün insanın üzerinden alınmasının hangi amaçlara hizmet etme amaçlı olduğu netleşmiştir. AUS sistemlerinin sürekli bir Ar-Ge sürecinin içinde bulunmaları itibarıyla, bu sistemlerden beklenen faydaların da zaman içinde çeşitlenebileceği veya daha özgün alanlara yoğunlaşabileceği hesaba katılmalıdır.

İstanbul için kaçınılmaz ihtiyaç

İstanbul’un nüfusu 1970’lerden günümüze geometrik olarak artmış, nüfus 4-5’e katlamıştır. Aynı süreçte; özel otomobil sayısı, nüfus artışından daha da yüksek bir oranla artış göstermiş, 1970’lerden 2000’lere gelindiğinde trafikteki özel otomobil sayısı 30 kat artmıştır. Otomobil sahipliğindeki artışın, oldukça yüksek olan nüfus artışından dahi belirgin bir şekilde yüksek olması, Gayrı Safi Milli Hasıla’daki (GSMH) artış, tüketim kültürünün radikal bir şekilde değişimi ve karayolu ulaşım türünün gerek ulaştırma sistemindeki ve gerekse de toplu taşıma sistemindeki ağırlığı olarak açıklanabilir. Bu dönemde; kişi başına düşen özel otomobil sayısı; 1970’lerde 0,017, 1980’lerde 0,042 ve 2000’lerde 0,140 olarak gerçekleşmiştir. Bu da; son 30 yılda yaklaşık 10 katı bir artışa karşılık gelmektedir, günümüz itibarıyla bu oranlar daha da ileri bir seviyeye gelmiştir. 

İstanbul’da kişi başına düşen özel otomobil sayısı son 30 yılda 10 kat arttı.

Daha geniş perspektiften bakıldığında; İstanbul Boğazı köprü geçişlerinde araçların yüzde 90’ı yolcuların yüzde 37’sini taşırken, yüzde 10’luk paya sahip olan lastik tekerlekli toplu taşıma araçlarıysa yolcuların yüzde 37’sini taşımaktadır. Bu çerçevede; gerçekleştirilecek olan ulaştırma yatırımlarında, toplu taşıma öncelikli yaklaşımların geliştirilmesi gerektiği görülmektedir.

Ülkemizin 2023 ve 2035 vizyonları doğrultusunda; ortaya koyduğu projeksiyonlarda, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine paralel olarak, hacmi büyüyen, işlevsel ve verimli işleyen ve sorunlarını olabildiğince en aza indirmiş bir ‘Ulaştırma Sistemi’nin kurulumu kaçınılmazdır. Gerek merkezi ve gerekse de yerel ölçekte yapılan çalışmalarda önemli ölçüde bu hedefler gözetilmeye çalışılmaktadır. Bugün itibarıyla; hükümetin yıllık olarak ayırdığı bütçenin en büyük kalemlerinden birisi ‘ulaştırma’ olmakla beraber, 2023 ve daha ileri hedeflerde bu pay yüzde 50’lerde öngörülmektedir. 

Öncü belediye…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik Müdürlüğü, kent trafiğinin sürücü, yolcu ve yayalar açısından daha güvenli hale getirmek için, sorumluluğunda olan yollarda, 2006 yılından itibaren Elektronik Denetleme Sistemleri’ni  (EDS) kurarak birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Türkiye’de öncü belediye olmuştur. Trafikteki araçlara cezai işlem uygulama yetkisi olan Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ile anlaşma sağlayarak EDS ile belirlenen ihlallerin polis memurları tarafından cezaya çevrilmesi yöntemiyle sistem çalışılmaktadır. 

İBB Trafik Müdürlüğü’nün EDS tarafından tespit edilen çeşitli ihlaller Trafik Kontrol Merkezine (TKM) iletilmektedir. TKM’deki sistemler ihlal bilgileri değerlendirerek polis memurunun kontrolüne sunmaktadır. Polis memuru tarafından kontrol edilen ve onaylanan ihlallerin farklı açılardan alınan resimleri sistem tarafından oluşturulan çıktıya yerleştirilmektedir. Bu çıktıların basılmasından sonra Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ve cezai işlem uygulayabilmek için elle doldurulması gerekli olan makbuzlar polis memurları tarafından sistemin verdiği çıktıya göre doldurulmaktadır. Ayrıca EGM’nin bilgi sistemi (POLNET) ile EDS sistemi arasında bilgi alışveriş sistemi olmamasından dolayı plaka sorgulama polis memurlarında bulunan mobil el terminalleri ile manuel olarak yapılmaktadır. Ceza makbuzlarının elle doldurulması ve POLNET ile EDS sistemleri arasında bilgi alışverişi sisteminin olmaması sebebiyle EDS tarafından tespit edilen birçok ihlalle cezai işlem uygulanamamaktadır. İBB Trafik Müdürlüğü’nden alınan verilere göre İstanbul genelindeki 155 EDS noktasından günlük 4000 - 5000 adet ihlal tespit edilebilmekte fakat bahsedilen sebeplerden dolayı bu ihlallerden sadece 1500 - 2000 tanesine cezai işlem uygulanmaktadır. 


İleri teknoloji kullanımı


İBB, trafik güvenliğini artırmak ve trafik akışını düzenlemek için kurmuş olduğu EDS’de ileri teknoloji ürünleri kullanmaktadır. Bu ürünlerin geliştirilmesi ve bakımı için büyük yatırımlar yapılmaktadır. Merkezi yönetim tarafından yerel yönetimlere bu sistemlerin kurulması ve bakımı için herhangi bir bütçe ayrılmadığı için bu sistemlerin sürdürülebilirliğinde ve geliştirilmesinde problemlerle karşılaşılmaktadır. İBB, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı’na 2918 sayılı Karayolu Trafik Kanununun bazı maddelerinde değişiklik yapılması konusunda bir teklif vermiş ve bu kanun teklifi komisyon tarafından olumlu karşılanarak ve ilgili birimlerin üzerinde çalışması ile “6111 sayılı (torba) kanunun” 60. Maddesi olarak yasalaşmıştır. 


Trafik güvenliğinin artırılmasında çok önemli role sahip olan EDS’nin tüm ülke genelinde kullanımının yaygınlaştırılması ve denetimlerin bu sistemler yardımıyla yapılarak kaza sayılarının azaltılması hedefinin önü, 6111 sayılı kanunun 60. maddesine eklenen 16. ek maddenin kabul edilmesiyle, açılmıştır. 

Toplu ulaşım gelişmeli

Ülkemizde; ‘ulaşım sistemi’ne baktığımızda; modlar arası karayolu lehine dengesiz dağılımın, karayolu ulaşım modu da dahil, bütün modların ve dolayısıyla ulaşım sistemimizin aleyhine bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Zira modal dağılımda pastadan büyük payı almak ilk etapta; ekonomik açıdan karlı gibi gözükse de taşınamayacak kadar fazla bir yük, karayolu ulaşım modunda ‘karayolu güvenlik’ şartlarının sağlanmasını zorlaştırmakta, işlevselliği azaltmakta ve konfor, güvenlik, seyahat süresi gibi temel hizmet parametrelerinin sağlanmasını da zorlaştırmaktadır. Aynı zamanda, yatırımcı adına, optimal olmayan bir maliyet sonucunu ister istemez doğurmaktadır. 


Neticede; sosyal-ekonomik-teknik-kültürel her anlamda dengesiz düzeydeki bir dağılım, aslında bütün taraflara kaybettirmektedir. Bu bağlamda; ülkemizin en geniş kullanımlı ulaşım modu olan ve bu konumunu devam ettirecek olan ‘karayolu ulaşım modu’nda işlevselliği sürdürmenin yolu; karayolunun modlar arası dağılımdaki payını nispeten düşürmekten, ‘karayolu güvenliği’ koşullarını gerçekleştirilmesinden, geometrik standartlar vb. karayolu standartlarının (AB standartları vb.) yerine getirilmesinden, modlar arası entegrasyonun (gerek yolcu gerekse yük taşımacılığı bağlamında) sağlanmasından ve yerli üretim şartlarıyla alternatif enerji imkanlarının iyileştirilmesinden geçmektedir. Bütün bunlarla beraber; gerek karayolları ve gerekse de demiryolları, denizyolları bazlı olarak ‘toplu ulaşım’ şartlarının geliştirilmesi (konfor, güvenlik, seyahat süresi, maliyet parametreleri açısından) ve yaygınlaştırılması gerekmektedir. 

Artan nüfus ve araç sayısının diğer bir olumsuz etkisi de artan trafik kazalarıdır. Düzensiz trafik akışı kaza riskini arttırmakta olup denetimin etkili ve sürekli bir şekilde sağlanamaması kuralların çiğnenmesini kolaylaştırmaktadır. Bu durum yaralanmalı ve ölümlü trafik kazalarına sebep olmaktadır. Trafik kazalarının sosyoekonomik maliyeti ülkemizde olduğu kadar, gelişmekte olan tüm ülkelerde de büyük rakamlara ulaşmaktadır. Dünyada trafik kazalarında her yıl yaklaşık 1,3 milyon kişi ölmekte, 50 milyon kişi de yaralanmaktadır. Ayrıca karayollarında her üç dakikada bir çocuk hayatını kaybetmektedir. Kaza istatistikleri incelendiğinde Türkiye’nin, Avrupa Birliği ülkeleri arasında en yüksek kaza sayısına ve en az yıllık kaza düşüş oranına sahip ülkelerden biri olduğu görülecektir. Bu durum özellikle araç içi emniyet sistemleri ile trafik yönetimi ve denetimine yönelik AUS uygulamalarının ülkemizde önemli bir ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Etkili ve sürdürülebilir bir ulaşım yönetimi çok boyutlu, kapsamlı, planlı ve ülke çapında koordine bir AUS kurulumuyla sağlanacaktır.

İnteraktif Uyarı Sistemleriyle daha az kaza ve can kaybı

UYGAR tarafından T.C. İçişleri Bakanlığı nezdinde 'İnteraktif Uyarı Sistemleri'nin (İUS) geliştirilmesi çalışmaları yürütülmektedir. Bu uygulama çerçevesinde şehirlerarası otobüslerde sefer esnasında, şoföre, hız ve tespit edilen noktalara mesafe hakkında, sağlanılan yazılım ve donamın araçlarda tesisiyle, sesli uyarılar yapılmaktadır. Türkiye genelinde yapılan çalışmayla, belirli bir süre bazlı olarak kazaların yoğun gerçekleştiği noktalar 'kaza kara noktaları' olarak tespit edilmiş ve ilgili sisteme yüklenmiştir. Otobüs şoförlerine, kaza kara noktaları bazlı olarak da uyarılar gerçekleştirilmektedir. 2014 yılı Kurban Bayramı öncesinde bu çalışmanın pilot uygulaması başarıyla gerçekleştirilmiş olup bu çalışma Türkiye' de ilk ve Avrupa sathında da dikkate değer bir çalışmadır. Çalışma, gerek uyarı çeşitliliği (hava durumu vb) ve gerekse de uygulamanın genişletilebilmesi anlamında gerekli altyapı ve kabiliyete sahiptir.

Çözüm koordinasyonda 

AUS kapsamında, gelişmiş bilgi ve iletişim teknolojileri kullanılarak ulaşımla ilgili önemli sorunlara çözümler üretilebiliyor. AUS uygulamaları vasıtasıyla farklı ulaşım türleri arasında koordinasyon sağlanarak ideal trafik şartları oluşturulabiliyor, yolcu ve yük hareketleriyle ilgili hizmetlerin etkinliği ve hızı arttırılabiliyor. AUS kullanım alanları şöyle sıralanıyor:


• Karayolu güvenliği ve emniyetinin iyileştirilmesi

- Akıllı hız kontrolü

- Korumasız yol kullanıcı destek

- Yol ve hava koşulları izleme ve uyarı

- Olumsuz durumlar ve olay tespit ve uyarı

- Çarpışma uyarı

- Acil araç öncelik hakkı

- Sürücü izleme ve görüş iyileştirme

- Elektronik denetleme

- Zararlı yük ve kargo izleme

- Acil durum yol işaret ve önceliği

• Ulaşım tıkanıklıklarının giderilmesi veya azaltılması

- Ulaşım ağı ve verimliliği ile bağlantılı olanlar: Trafik kontrol yönetimi, güzergah yardımı, değişken hız kontrolü, otoyol katılım kontrolü, olay tespit ve yönetimi, sürücü bilgilendirme

- Talep yönetimi: Erişim kontrolü, ücretli yol, tıkanıklık fiyatlandırması

- Türel dağılımın değişimi: Seyahat planlama, eş zamanlı trafik bilgilendirme, toplu taşıma öncelikli geçiş hakkı 


• Çevre koruma ve etkilerinin ortadan kaldırılması: AUS, trafik tıkanıklığını azaltması, özel taşıt kullanıcılarının toplu taşımaya kaymasını sağlaması


• Ulaşım sistemi verimliliğinin arttırılması ve işletme koşullarının iyileştirilmesi

- Filo yönetimi

- Bilgisayar destekli taşıt yönlendirme

- Otomatik taşıt konumu

- Otomatik kargo takibi

- Sürücü takibi

• Ulaşım sisteminde konforun artırımı

- Güncel trafik ve toplu taşıma

- Değişken güzergah bildirimi

- Otomatik taşıt konumu

- Otoyol ve toplu taşıma sistemlerinde elektronik ücret ödeme sistemleri

Yukarıda özetlenen ana başlıklardaki uygulamalar sayesinde; düzenli ve güvenli bir trafik düzeni elde edilecek, kazaların ve trafik sıkışıklığının önlenmesinde önemli mesafeler alınmış olacaktır.

 


 

 


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next