Tofaş Toplantı Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Tüketicinin Korunması Kanunu İkincil Mevzuatların otomotive yansıması ele alındı

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun sektöre getirdiği yenilikler Tofaş ev sahipliğinde düzenlenen toplantıyla ODD üyeleriyle paylaşıldı.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28 Kasım 2013’te Resmi Gazete’de yayımlanarak, altı ay sonra yürürlüğe girdi. Kanunun sektöre getirdiği yeniliklerle ilgili bilgilendirme toplantılarının ilki 23 Aralık 2013’te Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ramazan Ersoy’un katılımlarıyla gerçekleştirilmişti. Bu toplantının devamı niteliğindeki, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ikincil mevzuatlarının taraflar için uygulamada getirdiği yenilikler hakkında Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.’nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıyla ODD üyeleri bilgilendirildi.

5 Şubat 2015’te düzenlenen toplantıya Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdür Yardımcıları Avni Dilber ve Mikayil Kılıç, Gümrük ve Ticaret Uzmanı A. Fatih Çelenk konuşmacı olarak katıldı. Düzenlemenin getirdiği yenilikler, otomotiv sektörünü ilgilendiren mevzuata ilişkin değişikliklerin kapsamlı olarak değerlendirildiği toplantının açılış konuşmasını ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce yaptı. Toplantıya ODD üyelerini temsil eden 90 kişi katıldı.

Açılış konuşmasının ardından 6502 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ikincil mevzuatları olan; Satış Sonrası Hizmetler, Garanti, Tanıtma ve Kullanma Kılavuz, Fiyat Etiketi, Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar, Mesafeli Sözleşmeler,  İş Yeri Dışında Kurulan Sözleşmeler başlıkları kapsamında yeni yönetmeliklerinin otomotiv sektörüne etkileri detaylı sunumlarla aktarıldı.

‘’Sektörler yeni kanuna şans tanımalı’’

Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdür Yardımcısı Avni Dilber, 2013 yılının Kasım ayında Resmi Gazete’de yayımlanan ve 6 ay sonra 2014 Mayıs ayında yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ikincil düzenlemeleri hakkındaki bilgileri ODD üyeleriyle paylaştı. Dilber, yeni düzenlemelerin ilgili sektörler için yarar getirmesi dileklerini iletirken sektörün sorunlarının,  endişelerinin önemle ele alınacağını belirtti ve ‘’Sektörler yeni kanuna bir şans tanımalı’’ dedi. Bugüne kadar süre gelmiş denetim boyutunun devam edeceğini fakat bu sürece eğitim boyutunun da ekleneceğini ifade eden Dilber, 2003’te de değişikliğe uğrayan kanundan farklı olarak yepyeni bir Tüketiciyi Koruma Kanunu’nun geçerli olduğunun altını çizdi. Dilber’in verdiği bilgilere göre yeni kanun 3-4 yıllık bir süreçte titizlikle hazırlanan 23 yönetmelikten oluşuyor. Farklı pek çok sektöre yönelik kapsamlı düzenlemeler getiren maddelerin yer aldığı kanun günümüzde ortaya çıkan ihtiyaçlara, ekonomik gelişimin gidişatına göre şekillendirildi. Uluslararası bir boyutta yürütülen çalışma sonucunda yapılan düzenlemeler nüans farkları dışında Avrupa ile aynı. Dilber, 16 maddelik Avrupa Birliği Uyum Süreci direktifinin Avrupa’dan neredeyse birebir alındığını ve ülke şartlarına uyarlandığını dile getirdi.

Farklı sektörleri ilgilendiren ortak değişikliklerin getirecekleri

Bankacılık, otomotiv, inşaat sektörü başta olmak üzere değişikliğe gidilen kanun geniş kapsamıyla sektörlerin yaşadığı sıkıntıları çözümlemeye yardımcı olmak amacıyla düzenlendi. Dilber, taksitli satışlar düzenlemesinde sektörden sektöre farklılıklar gösterebilecek olan kanunun her kesimin ihtiyaçlarına aynı ölçüde cevap veremeyebileceği uyarısında bulundu. Ortak bir düzenleme yapıldığı için zaman zaman sorunlu alanların oluşabileceğini ifade eden Dilber, kanuna adaptasyon sürecinin en az sorunla atlatılmasını dilediklerini belirtti. Dilber şöyle konuştu:  “Yeni düzenlemelerle ilgili ortaya çıkabilecek sıkıntıların giderilmesi hususunda hemen endişe edilmemeli. Çıkabilecek olası pürüzler sağlıklı bir diyalog ortamı içerisinde kolaylıkla aşılabilir. Sektör genelinden gelecek geri bildirimlerle birlikte yeniden düzenleme konusunda tartışmalara açığız.” Sektörde yer alan derneklerin, kurumsal şirket kimliklerinin denetim ve kontrol konusunda kendilerine kolaylık yarattığını dile getiren Dilber, kendilerinin tüketiciyi koruyan kamu otoritesi konumunda olduklarını belirtirken yalnızca tüketici cephesini korumanın faydalı olmadığını da sözlerine ekledi. Dilber, geçtiğimiz yıl 850 bin civarında olan başvuru sayısının bu sene 4 milyonu aştığına fakat bu şikâyetler içinden oldukça az bir kesimin otomotiv sektörünü ilgilendirdiğine dikkat çekti.

Yeni yönetmelikte yer alan ve sektörleri yakından ilgilendiren 4 temel değişiklik

Dilber’in ardından söz alan Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdür Yardımcısı Mikayil Kılıç, yeni yönetmeliklerle gelen temel değişiklikleri değerlendirdi.

1.Garanti Belgesi: Garanti belgesi ve ayıplı mallarla ilgi 99’a 44 sayılı kısım yeni mevzuatta AB direktifine ve 2012 sonunda yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu’na göre de değişikliklere uğradı. Böylece 28 Mayıs 2014’te 6502 sayılı yeni Tüketicinin Korunması Kanunu yürürlüğe girdi. ‘’Sihirli 30 gün kuralı’’ kaldırıldı. (Eski yönetmelikte 30 gün kullanım süresini aşan mallar geri alınmıyordu.) 2 yıllık garanti ve zaman aşımı süresi boyunca gizli ayıp olmaması durumunda, gerekli tespit prosedürü yerine getirildiği müddetçe ürün değişimi yapılacağı hususu eklendi. Ekonomi Bakanlığı’nın yılsonunda denetlediği ithalatta aranan özellikleri içeren ürün belgesi uygulaması ve ithalinde garanti belgesi aranan ürünler tebliği kaldırıldı. Bakanlık internet sayfasında yer alan garanti belgesi örneğinin bir kopyasını imzalayıp kaşeleyip müşteriye verdikten sonra firmaların garanti belgesiyle ilgili yükümlülüğü yerine getirilmiş olacak. Garanti belgesinin taşıması gereken nitelik ve içerikler yeni düzenlemeyle birlikte arttırıldı. Bu kanunla birlikte ilk defa ‘’İhtiyari Garanti’’ hususu düzenlendi, bu konudaki sürelerin belirlenmesi firmalara bırakıldı ancak yeni yönetmelikle yaptırıma bağlandı. İhtiyari garanti, kanundan çok satıcı ve tüketiciler arasında yapılan taahhütler ve sözleşmeler uyarınca yerine getirilecek. Firmalar ihtiyari garanti koşullarında müşteriye ne sunarsa onları yerine getirmek durumunda.

Ayıplı Mallar: Değişen yönetmelikle garanti ve ayıplı mal konuları ayrı ayrı değil tek bir başlıkta ele alındı. Ürünün vaat edildiği gibi çıkmaması, teknik bilgiler içeren belgenin eksik ya da yanlış olması, ürünün özelliklerinin tüketiciye anlatıldığından farklı olması gibi faktörler tüketiciyi aldatmaya yönelik hareketlere ve ayıplı mal tanımına örnek gösterildi. Satılan ürünlerde maddi ayıp (ürünün bütünlüğünü bozacak türde bir ayıp), hukuki ya da ekonomik bir ayıp olması bu kapsam dâhilinde kabul edildi.

2.Satış Sonrası Hizmetler: Piyasadaki marka ve modellerin özellikleri artık birbirine çok benzediği için satış sonrasında sunulan hizmetler markalar için ayırıcı bir unsur haline geldi, kanunun kapsamı bu yönde genişletildi. ‘’Eser Sözleşmesi’’ adı verilen taşımacılık ve sigorta hizmetleri eski mevzuatta hariç tutuluyordu fakat yeni yönetmelikle kapsama dâhil edildi. Elektronik eşyada satış sonrası hizmet 20 iş günü, diğer sektörler için 30 iş günü olarak belirlendi. İkinci el araçlarla ilgili olarak ilk defa bu yönetmelikle gündeme gelen ve satıcıyı ilgilendiren yükümlülükle birlikte kanunun tanımladığı, ticari izinlere sahip satıcılar tarafından satış yapılması durumunda ayıplı mal ve ikinci elde satıcılara 1 yıllık bir sorumluluk süresi getirildi. Bu konuyla ilgili eski yönetmelik kullanılmamış ürünleri kapsarken bu kanunla kullanılmış ürünleri de kapsar hale getirilmiştir. Garanti kapsamında olan araçlarda periyodik bakımlar dışında herhangi bir ücret talep edilmemesi gerekmektedir. Satış sonrası belgelerin geçerlilik süresi 2 yıldır.

Özel servislere de sorumluluk getirilmiştir ve bu servisler yaptırıma bağlanmıştır.

3.Tanıtma, Kullanma Kılavuzu: Düzenlenecek yeni belgelerde firmalardan tüketicinin seçimlik hakları ve hak arama yolları da gösterilmesi bekleniyor. Bu durum da kullanma kılavuzunu daha önemli bir hale getiriyor. Tanıtma, kullanma kılavuzunda herhangi bir uyuşmazlık halinde müşterilerin başvuracağı adresler konusunda bilgi verilmesi gerekiyor. Türkçe kullanımı Tanıtma, Kullanma Kılavuzu’nda önemli bir hale getiriliyor. Araçların iç donanımında kullandıkları yol bilgisayarı, Led ekran menüleri, kullanıcı arayüzleri, ABS, SRS, çocuk koltuğunun yeri gibi güvenlik uyarıları yer alan kısımların Türkçe olarak yazılması gerekiyor. Belgenin hazırlanması üretici, ithalatçı ve üretilmesi ise satıcılara ait olacak. Kullanma kılavuzu dağıtımı kolaylaştırılıyor, kılavuzların e-posta, internet ortamından ve kalıcı veri aracıyla müşterilere ulaştırılmasına izin verildi. Kılavuzlarda ürünün kullanım, kurulum ve basit donanımına ilişkin bilgiler bulunması gerekiyor. Bakım gerektiren durumlarda tüketicinin ya da satıcının sorumluluğunun açıkça belirtilmesi gerekiyor.

4.Fiyat Etiketi: Fiyatın belirtildiği belgelerde araçların üretim yeri, ithal olup olmadığının belirtilmesi, aracın motor donanım özellikleri ve tüm vergiler dâhil satış fiyatı yer alması gerekiyor.

Ticari reklamlara ilişkin hukuki düzenlemeler ve Reklam Kurulu çalışmaları

Günümüzde reklamın firmalar açısından vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirten Gümrük ve Ticaret Uzmanı Fatih Çelenk, tüketici tarafından değerlendirildiğinde ise reklamların binlerce ürün arasından kendilerine en uygun olanı seçmeleri için fırsat ve zaman kazandırdığını sözlerine ekledi. Günümüzde dünyada dijital reklamcılığın yükselen bir mecra olduğuna değinen Çelenk, Türkiye’deki reklam yatırımlarına bakıldığında ilk sırada televizyon, ikinci sırada dijital, üçüncü sırada ise gazetenin geldiğini ifade etti.

6502 sayılı ve mülga 4077 sayılı kanun kapsamında reklam bir bilgilendirme aracı olarak kullanılıyor ve meşru sayılıyor. Ancak kötüye kullanılması sebebiyle tüketicinin korunmasına dair bir alan olarak kabul ediliyor. 6502 sayılı kanunun 62. Maddesinin 2. Fıkrasında reklamla ilgili genel esaslar yer alıyor. Bu sebeple reklamlar; genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına ve reklam kurulunca belirlenen ilkelere uygun olmak zorundalar. Tüketiciyi yanıltıcı, bilgi noksanlıklarını istismar edici, reklam verenin gizlendiği reklamlar yasaklanıyor.

10 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğin otomotiv sektörünü ilgilendiren maddeleri:

  1. Doğruluk ve dürüstlük maddesi: Hali hazırdaki Medeni Kanun’un 2. maddesince ticari reklamı yapılan mal veya hizmetler konusunda tüketicinin tam olarak bilgilendirilmesi gerekiyor. Yönetmeliğin 7. Maddesinde reklamların haksız rekabete yol açmaması, tüketicilerin güvenini kötüye kullanmaması, araştırma sonuçlarını veya bilimsel yayınlardan yapılan alıntıları çarpıtmaması ve tüketicilerin sahip olduğu hakları münhasır, fazladan bir hak gibi göstermesi yasaktır.
  2. Karşılaştırmalı reklamlar: Bir mal veya hizmetin tanıtımı esnasında rakibin doğrudan ya da dolaylı yoldan kullanıldığı reklamlara karşılaştırmalı reklam adı veriliyor. Yeni yönetmelik ile birlikte karşılaştırmalı reklamlar ile ilgili düzenlemeler ayrıntılı hale getirildi. Karşılaştırmalı reklamlar aldatıcı olmamalı, haksız rekabete yol açmamalı ve karşılaştırılan mal veya hizmetler aynı nitelikte olmalı.Doğrudan karşılaştırmalı reklamlarda rakibin adını açıkça geçirmek yasaktı fakat 10 Ocak 2016 tarihinden itibaren bu karşılaştırma mümkün olacak, rakip firmanın ismi, markası reklamlarda açık bir şekilde belirtilebilecek. Dolaylı yoldan karşılaştırılabilir reklamlarda ise kullanılan ‘’birinci’’, ‘’en iyi’’ gibi ifadelerin objektif ve ispatlanabilir raporlara dayalı olması gerektiği belirtiliyor.
  3. Fiyat bilgisi içeren reklamlar: Tüketiciye sunulan mal veya hizmetlerin vergiler dâhil satış fiyatının reklamda açıkça yer alması, fiyat geçerliliğiyle ilgili bir süre ya da stok sınırlaması olması durumunda bunun tüketiciye aktarılması gerekiyor.
  4. İndirimli satış reklamları: İndirimli satışı yapılan hizmet veya ürünün indirimde olacağı tarihler, stoklarla sınırlıysa bu bilginin karışıklığa yol açmayacak şekilde tüketiciyle paylaşılması bekleniyor. İndirimli satışa konu olan ürünün birebir olarak mağazalarda bulunması gerekiyor. Aksi bir durum yaşandığında çok sayıda şikâyet geldiği belirtiliyor. İndirime giren mal veya hizmetin indirimden önceki satış fiyatının da yasal olarak ispatlanması gerekiyor.

Reklamlardaki görseller, yazılı ve sesli ifadelerin sunuluşu

2011’in Haziran ayında çıkan tebliğin içeriği yeni yönetmeliğe aktarıldı ve detaylı bir şekilde düzenlendi. Bu doğrultuda, reklamlarda tüketicilerin satın alma kararını etkileyecek bilgilerin tüketicilerin algılayabileceği bir sürede ve biçimde iletilmesi zorunluluğu bulunuyor. Reklamlarda yer alan ana vaadin açık bir şekilde reklamların ana mesajında belirtilmesi gerekiyor.

Altyazılar ve dipnotlar: Reklamlardaki altyazı ve dipnotlarda yer alan koşulların veya istisnaların ana vaadin sağladığı avantajları ortadan kaldırmaması gerekiyor. Görsel mecralardaki altyazıların ve yazılı mecralardaki dipnotların boyutu uluslararası reklam standartlarına göre belirlendi. Yazılı basındaki altyazı ve dipnotların en az Ariel 8 punto olması gerekiyor.

Görsel mecralarda altyazı ve dipnotların ekranda kalma süresi: Altyazının kelime başına 0.25 saniye olması şartı getirildi. Altyazıdaki kelime sayısı arttıkça algılama ve tanıma süreleri ekleniyor.

Reklamın getirdiği sorumluluklar: Yayınlanan bir reklamdan hem reklam veren, hem reklam ajansı hem de mecra kuruluşu sorumlu tutuluyor. Televizyon, radyo, gazete, internet sitelerinin özel ve tüzel sahipleri reklamdan sorumlu oluyor. Mevzuata aykırı bir reklamdan dolayı reklam veren, mecra kuruluşu ve reklam ajansına idari yaptırım uygulanıyor.

Toplantının sonunda Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü temsilcileri, toplantıya katılan üyelerin konulara ilişkin sorularını yanıtladı.

      

      

      

      

      

 

 


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next