Castrol Türkiye ve Orta Asya Direktörü Kerim Kermen Ana Sayfa > Seçtiğiniz Site Kısmı > 

Castrol, Türkiye’de tek geçti

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 60’ıncı yaşını kutlayan Castrol, başarıyla lider kapattığı 2014’te de dünya çapında gösterdiği performansla dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Castrol’ün doğrudan faaliyet gösterdiği 40’tan fazla ülke arasında Castrol marka değerinin en yüksek olduğu 2 ülkeden biri Türkiye oldu. Castrol Türkiye ve Orta Asya Direktörü Kerim Kermen, “Türk müşteriler, yapılan global bir araştırmayla ‘Madeni yağ olarak hangi markayı tek geçersin?’ sorusuna en çok Castrol yanıtını vererek aynı zamanda Castrol dünyası içinde Türkiye’yi zirveye taşıdı.  Hindistan, Avustralya, Güney Afrika ve İngiltere’nin önünde yer alan Türkiye’nin, Castrol dünyası içinde en kıymetli ve yüksek marka gücüne erişmiş olmasından dolayı çok gururluyuz” dedi.

Bir dünya markası olan Castrol’ün Türkiye’deki faaliyetleri hakkında sizden bilgi alabilir miyiz?

Türkiye’de Castrol’ün faaliyetlerini 60 yıldan fazladır sürüyor ve 50 yıldan fazladır ülkemizde üretim yapılıyor. Castrol özellikle son 10 yılda Türk madeni yağ pazarında 150 milyon doları aşkın yatırım yaptı. Bursa- Gemlik’te yer alan modern fabrikamızın 150 milyon litrelik üretim kapasitesi var ve bunun yaklaşık yarısını kullanıyoruz. Üretimimizin yüzde 15’ini ihraç ediyoruz. Castrol Türkiye olarak direkt olarak 200’ü aşkın dolaylı olarak ise toplam 500 kişiyi aşkın bir istihdam sağlıyoruz.

Dünyanın en gelişmiş Castrol tesislerinden bir tanesi olan ve Bursa Gemlik’te bulunan fabrikamız, iç pazarda sattığımız ürünlerin yüzde 85’ini üretiyor. Castrol Türkiye yönetiminde bulunan Hazar bölgesi ülkeleri içerisindeki Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Gürcistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan ile Kuzey Kıbrıs’ın yanı sıra Rusya ve Yunanistan’a ihracat yapıyoruz. Zaten Türkiye pazarı olarak toplam büyüklüğümüze bakıldığında yönetimimizde bulunan bu ülkelerin toplamının 5 katı bir büyüklüğe sahibiz. O yüzden Orta Asya bölgesi gibi çok kritik bir enerji ağında Castrol’ün bölge merkezi Türkiye’dir. Castrol’ün Gemlik fabrikası dünyadaki en gelişmiş analiz ve test ekipmanlarıyla, müşterilerimizin ürün bazında tüm beklentilerini karşılayabiliyor. Özellikle araç üreticileri, inşaat, madencilik, nakliyecilik ve endüstriyel sektörlerindeki müşterilerimizin araç ve ekipmanlarını daha verimli kullanmalarını sağlamak ve bakım giderlerini düşürmek amacıyla, her yıl Gemlik Teknoloji Merkezi’mizde 25 bin civarında kullanılmış yağ analizi yapıp, müşterilerimize destek sağlıyoruz. Kısacası Castrol ile müşterilerimize yağın ötesinde hizmet veriyoruz.

“Otomobil üreticileriyle çok yakın bir ilişki içindeyiz”

Otomotiv markalarıyla işbirliğinizden bahseder misiniz?

Türkiye'de hemen hemen tüm otomobil üreticileriyle çok yakın bir ilişki içindeyiz.  Araç üreticilerini kendi açımızdan 2 gruba ayırabiliriz: Globalde ve Türkiye’de beraber çalıştığımız markalar olarak; Lamborghini, BMW, Ford, Volkswagen, MINI, Land Rover, Audi, SEAT, Skoda, Volvo, Jaguar’ı sayabiliriz. İkinci grup olarak ise globalde bir ilişkimiz olmamasına rağmen, Türkiye’de beraber çalıştığımız markalar. Bu markaları ise Isuzu, Scania, Temsa, Kia, Harley Davidson, Vespa, KTM, Ducati, Kuralkan/Bajaj olarak sayabiliriz. Bununla birlikte Mercedes kamyonlarının Aksaray'daki fabrikada ilk dolumlarını da Castrol olarak biz yapıyoruz. En önemlisi Ford Otosan ile sürekli ilerleyen bir ilişkimiz var. Ford Otosan ile 8-9 yıl önce işbirliğine gittiğimizde bu firmayla bir çalışmamız yoktu. Bugüne geldiğimizde Ford Cargo’ların fabrika çıkışında ilk dolumlarında yağ değişim aralığının 30 binden 60 bine çıkmasını sağlayan formülümüzün kullanıldığı Castrol Enduron kullanılıyor. Ayrıca Ford’un EcoBoost Motorları’nın ve Ford Transit’lerin de ilk dolumu Castrol ile yapılıyor.

Mükemmeliyet merkezi

Castrol markasının Türkiye’de pazar algısı ne kadar güçlü?

Castrol Türkiye, son birkaç yılın Castrol dünyasındaki parlayan yıldızı. Sadece gösterdiği büyüme ve elde ettiği sonuçlar açısından değil, birçok konuda örnek model olması nedeniyle diğer ülkeler tarafından takip edilen bir konuma geldi. Yıllar önce Castrol Türkiye’nin vizyonunu, bir “mükemmeliyet merkezi” olması üzerine kurgulamıştık. Ne mutlu bize ki, şu anda geldiğimiz noktada, Türkiye’de üretilen Castrol yağları, Avrupa’ya, Rusya’ya ve Asya’da birçok ülkeye ihraç ediliyor. Castrol Türkiye’nin geliştirdiği satış ve pazarlama fikirleri, projeleri Avrupa’da ve dünyada birçok ülke tarafından uygulamaya konuluyor. Castrol Türkiye’yi daha yakından tanımak, kurduğumuz sistemleri anlamak için sürekli yurt dışından ziyaretçilerimiz geliyor, Türkiye’den arkadaşlarımız yurt dışına toplantılara ve projelere davet ediliyorlar. Son iki yıldır yapılan Castrol Global Konferansı’nda, Castrol Türkiye özel bölümü yer alıyor, Castrol’ün üst düzey yöneticilerine Türkiye’nin başarısı ve nedenleri anlatılıyor. Avrupa ve Afrika Bölgesi Konferansı’nda, Castrol Türkiye takımı hem bir sunum yaptı hem de “2013’ün En Başarılı Ülkesi” ödülünü kazanmayı başardı. Yani Türkiye’de sadece yağ üretmiyoruz aynı zamanda uluslararası düzeyde beyinleri iş dünyasına kazandırıyoruz ve kazandırmaya devam edeceğiz. Böylece Türkiye’nin uluslararası şirketler için bir yetenek kaynağı olarak kabul edilmesine de katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz.

Dünya çapında faaliyetlerini sürdüren, 7 binden fazla kişiye istihdam sağlayan ve merkezi İngiltere’de yer alan lider madeni yağ devi Castrol, Türkiye’de de güçlü ve etkin atılımlar yapıyor. Geçtiğimiz yıl ülkemizde 60’ıncı yılını kutlayan ve madeni yağ pazarında liderliği devam ettiren Castrol Türkiye, firmanın doğrudan faaliyet gösterdiği 40’tan fazla ülke arasında yapılan marka değeri araştırmasında en yüksek sonuçlara imza atmayı başardı. Castrol dünyası içinde marka değeri en yüksek ve en vazgeçilmez nitelikte skorları elde eden Türkiye, Vietnam ile birlikte zirvede yer aldı. Castrol dünyası içindeki en yüksek marka değerine ulaşan ilk 2 ülke, Türkiye ve Vietnam oldu. Türk müşteriler, “Madeni yağ olarak hangi markayı tek geçersin?” sorusuna en çok Castrol yanıtını vererek aynı zamanda Castrol dünyası içinde Türkiye’yi zirveye taşıdı.  Hindistan, Avustralya, Güney Afrika ve İngiltere’nin önünde yer alan Türkiye Castrol dünyası içinde en kıymetli ve yüksek marka gücüne ulaştı.

“Pazarın 225 milyon litre civarında bir büyüklüğe ulaşmasını bekliyoruz”

Türkiye’deki genel olarak madeni yağ pazarı hakkında sizden bilgi alabilir miyiz?

İlk 6 ayda Petrol Sanayi Derneği (PETDER) verilerine göre madeni yağ pazarı 105 milyon litre seviyesine ulaştı, yılsonunda ise pazarın 225 milyon litre civarında bir büyüklüğe ulaşarak kapanmasını bekliyoruz. PETDER verilerine göre tüm otomotiv yağlarında (şanzıman ve gres yağları, fren hidroliği, antifriz vs dahil) yaklaşık yüzde 23, sadece binek motor yağlarında yüzde 30’a yakın bir pazar payıyla liderliğimizi yıllardır değişmez biçimde aynen koruyoruz. Bununla birlikte binek ve motosiklette ilk 6 ayda ciddi atılımlar yaparak pazar payımızı artırdık. Zaten lider olduğumuz binek otomobil motor yağlarında yüzde 1 kadar, motosiklette ise yüzde 5 daha fazla pazar payı kazandık. Castrol Türkiye olarak motor yağlarında geçen yıla göre yüzde 5 büyüme gerçekleştirmiş durumdayız. Bu yılı geçen yıla göre yüzde 8 daha da büyümüş olarak kapatacağız.

Yoğun ilgi gören “Güçlü Deneyimler” kampanyanız ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Türkiye’de de motor sporları ve otomobil tutkusunu bizzat son tüketiciye yaşatmak hedefiyle Castrol Türkiye olarak 2014’te “Güçlü Deneyimler” adıyla başlattığımız 6 aylık kampanya serisine şimdiye kadar gucludeneyimler.com web sitesi üzerinden 10 bin adetin üzerinde başvuru aldık. Bu yolla işbirliği yaptığımız markalarla tüketicileri de yakınlaştırdık. Örneğin BMW, Ford, Audi ve VW markalarının yanı sıra son olarak Lamborghini markasının özel test sürüşü ve motor sporları etkinliklerine katılan Türk tüketiciler, Castrol dünyasını daha bilinçli ve yakından tanıma fırsatı buldu. 2015’te aynı kampanyayı farklı etkinliklerle sürdürmeyi kesinlikle istiyoruz.

Motor yağı değişim aralıkları daha da uzar mı?

Yağ değişim aralıklarının bundan sonra çok uzayacağını tahmin etmiyorum. Bunun birkaç sebebi var. Motor teknolojileri ağırlıklı olarak karbon salınımlarının azaltılması yönünde geliştiriliyor. Bu da motorun ve motor yağının üzerine çok ciddi yükler bindiren bir değişimdir. Özellikle ticari ve ağır vasıta motorlarına baktığımız zaman EGR ve FCR teknolojilerinin motor yağının üzerine binen kimyasal yükleri arttırdığını görüyoruz. Bu açıdan dolayı şu an gelinen 60 bin kilometrede yağ değişim seviyelerinin bundan sonra çok daha fazla uzayacağı yönünde bir tahminimiz yok. Benzer şekilde binek araç tarafına da baktığımızda bu tarafta da 2000’den itibaren dizel patlaması yaşadık. Bugünden itibaren benzinli motorlara tekrar bir dönüş başladı. Örneğin VW Grubu’nun çok popüler TSİ motoru...  Bunlar benzine tekrar dönüşün olduğunu, ekonomik kullanımlı bir yer edindiğinin habercileri. Bu motorlara baktığımız zaman yağ değişim aralıklarının yine motor tasarımlarından ve ekonominin getirdiği tasarım parametrelerinden dolayı çok da uzun aralıklara sahip olmadıklarını görüyoruz.


Lütfen Tüm Üyelerimiz için Tıklayınız >




prev
next